Kene çeşitleri, doğada yaygın olarak bulunan ve birçok hayvan ve insan için tehlike oluşturabilen parazitlerdir. Türkiye, farklı iklim ve coğrafi özellikleri sayesinde birçok kene türüne ev sahipliği yapmaktadır. Bu yazıda, kene çeşitleri ve Türkiye’de görülen kene çeşitleri hakkında detaylı bilgiler sunacağız. Ayrıca, kene ısırığı ile ilgili belirtiler, tehlikeler ve korunma yöntemleri de ele alınacaktır. Kene ısırıkları, insan sağlığı açısından önemli riskler taşır ve bu nedenle kene çeşitlerini tanımak, hangi türlerin tehlikeli olduğunu bilmek ve uygun önlemleri almak oldukça önemlidir. Yazının devamında, kene çeşitleri ve bu parazitlerden nasıl korunabileceğiniz hakkında kapsamlı bilgiler bulacaksınız.
Kene Nedir, Nerelerde Yaşar?
Kene, eklem bacaklılar sınıfına ait bir parazit türüdür. Genellikle sıcak ve nemli ortamlarda, çalılıklarda, ormanlık alanlarda ve yüksek otlu bölgelerde yaşarlar. Kene, hem hayvanlar hem de insanlar üzerinde beslenerek yaşamını sürdürür. Bu parazitler, kan emerek beslenir ve bu süreçte çeşitli hastalıkların bulaşmasına neden olabilir. Kene çeşitleri, boyutlarına, renklerine ve yaşadıkları ortama göre farklılık gösterir. Özellikle yaz aylarında, doğa yürüyüşleri ve piknikler sırasında kene ısırıkları daha sık görülmektedir. Kene, genellikle otların üzerinde veya ağaçların alt kısımlarında bekleyerek, geçiş yapan hayvanları veya insanları hedef alır.
Kene çeşitleri yaşadıkları bölgeye bağlı olarak farklılık gösterir. Türkiye’de, Akdeniz ikliminin etkisiyle, kene popülasyonu oldukça fazladır. Bu nedenle, kene ile karşılaşma olasılığı da yüksektir. Kene, ısırdığı canlıdan kan emerek beslenir ve bu süreçte çeşitli patojenleri taşıyabilir. Bu nedenle, kene çeşitlerini tanımak ve hangi ortamda yaşadıklarını bilmek, insan sağlığı açısından büyük bir öneme sahiptir. Kene ısırığı sonrası, belirtilerin farkında olmak ve gerekli önlemleri almak, sağlık sorunlarının önüne geçmek için gereklidir.
Kene ilaçlama hizmetleri ile bu parazitlerden korunmak mümkündür. Yaşam döngüleri boyunca kene çeşitleri farklı evrelerden geçer. Yumurtadan larvaya, ardından nimfa ve en son yetişkin kene aşamasına geçerler. Bu evreler sırasında, kene beslenmek için konakçı arar. Kene ısırıkları, genellikle yaz aylarında daha yaygın görülürken, kış aylarında da bazı türler aktif kalabilmektedir.
Kene Hangi Aylarda Çıkar?
Keneler, sıcaklığın arttığı dönemlerde daha aktif hale gelir. Özellikle hava sıcaklığının 10°C’nin üzerine çıktığı mart ayından itibaren görülmeye başlar. Türkiye’de en yoğun kene hareketliliği nisan ve ekim ayları arasında gözlemlenir. Bu dönem, doğa aktivitelerinin de arttığı dönem olduğundan, özellikle açık alanlarda dikkatli olunmalıdır. Kırsal kesimlerde yaşayanlar, çiftçiler, kampçılar ve doğa yürüyüşü yapanlar için risk daha fazladır.
Bununla birlikte, bazı kene çeşitleri yılın daha soğuk aylarında da aktif kalabilir. Özellikle kapalı alanlarda yaşayan kene çeşitleri, kış aylarında da konakçı bulduklarında beslenmeye devam eder. Bu nedenle kene riski sadece yazla sınırlı değildir. Mevsimsel geçiş dönemlerinde de dikkatli olmak, düzenli vücut kontrolü yapmak ve riskli alanlardan uzak durmak, kene kaynaklı sağlık sorunlarını önlemek adına oldukça önemlidir.
Türkiye’de En Sık Görülen Kene Çeşitleri
Türkiye, farklı iklim ve coğrafi koşulları sayesinde birçok kene çeşitlerine ev sahipliği yapmaktadır. Bu kene çeşitlerinin arasında en yaygın olanları; Ixodes ricinus, Rhipicephalus sanguineus ve Dermacentor reticulatus gibi kene çeşitleridir. Bu çeşitler, hem hayvanlar hem de insanlar için ciddi sağlık riskleri oluşturabilir. Özellikle Ixodes ricinus, Lyme hastalığı gibi ciddi enfeksiyonların taşınmasında etkin bir rol oynar. Bu kene çeşitleri genellikle ormanlık ve nemli bölgelerde bulunur.
Rhipicephalus sanguineus ise daha çok evcil hayvanlar üzerinde görülen bir kene türüdür. Bu kene çeşidi, özellikle köpeklerin vücut kılları arasında kolayca gizlenebilir ve uygun koşullarda insanlara da bulaşabilir. Dermacentor reticulatus ise tarım alanları ve sulak arazilerde yaygındır ve hem hayvanlarda hem de insanlarda ciddi deri reaksiyonlarına ve enfeksiyonlara yol açabilir. Türkiye’deki bu yaygın kene çeşitleri, toplum sağlığını doğrudan etkileyebilecek riskler barındırmaktadır.
Farklı kene çeşitleri, taşıdıkları hastalıklara ve yaşadıkları ortamlara göre sınıflandırılır. Özellikle Lyme hastalığı, kene kaynaklı en bilinen sağlık sorunlarından biridir. Ancak bununla sınırlı değildir; babesiosis, anaplazmoz ve KKKA gibi başka hastalıklar da belirli türler aracılığıyla bulaşabilir. Bu nedenle, kene ile temas edilen ortamlarda dikkatli olunmalı ve hangi kene çeşitlerinin o bölgede yaygın olduğu bilinmelidir. Bilinçli olmak, korunmanın ilk adımıdır.
Köpek Kenesi Nasıl Olur?
Köpek kenesi, genellikle Rhipicephalus sanguineus türüne aittir ve evcil hayvanlarda en sık karşılaşılan kene çeşitlerinden biridir. Bu tür, köpeğin kulak arkası, boyun bölgesi veya kasık gibi sıcak ve nemli alanlarında gizlenerek konakçısına tutunur. Kan emerek beslenen bu kene türü, ev içinde yayılarak hem diğer hayvanlara hem de insanlara geçiş yapabilir.
Köpek kenesi, taşıdığı mikroorganizmalarla hem hayvanlar hem de insanlar için tehdit oluşturur. Ehrlichiosis gibi bazı hastalıkların taşıyıcısı olabilir. Özellikle yaz aylarında, evcil hayvan sahiplerinin düzenli kene kontrolü yapması büyük önem taşır. Köpek kenesi de diğer kene çeşitleri gibi hızlı üreyebilir ve uygun ortamda koloni oluşturabilir.
Güvercin Kenesi İnsana Zarar Verir Mi?
Güvercin kenesi, genellikle kuşların yuvalarında yaşayan ve kuşlardan insanlara geçebilen kene çeşitlerinden biridir.. Bu keneler, özellikle apartman çatılarında yuva yapan güvercinlerin bulunduğu alanlarda sıkça görülür. Evlerin çatı katına, pencerelere veya havalandırma boşluklarına girerek iç mekanlara ulaşabilirler.
İnsana geçtiğinde, güvercin kenesi kaşıntı, alerjik reaksiyon ve hatta bazı enfeksiyonlara neden olabilir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde ciddi cilt problemleri oluşturabilir. Güvercin kenesi, zararsız gibi görünse de kene çeşitleri arasında insan sağlığını tehdit eden önemli türlerden biridir.
Zehirli Olmayan Kene Çeşitleri Var Mıdır?
Evet, zehirli ya da hastalık taşıyıcısı olmayan kene çeşitleri de vardır. Ancak bu türler bile ciltte tahriş, lokal enfeksiyon veya alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Her kene, doğrudan ölümcül bir hastalık taşımıyor olabilir; fakat taşıma riski olmadığından emin olunmadıkça mutlaka dikkatle çıkarılmalı ve bölge takip edilmelidir. Kene çıkarma işlemini kendi başınıza yapmamalısınız. Yanlış müdahale, kenenin parçalanmasına ve enfeksiyon riskinin artmasına neden olabilir. Bu nedenle, kene çıkarma işlemi mutlaka sağlık profesyonelleri tarafından yapılmalıdır.
Zehirli olmayan keneleri görünüşten ayırt etmek mümkün değildir. Bu nedenle her kene teması, potansiyel bir sağlık riski olarak değerlendirilmelidir. Doğada çok sayıda kene çeşitleri bulunduğu için, temastan sonra belirtileri takip etmek ve tıbbi destek almak önemlidir.
Hangi Kene Türü Tehlikeli?
Kene çeşitleri arasında bazı türler, taşıdıkları hastalıklar nedeniyle daha tehlikeli kabul edilmektedir. Özellikle Ixodes ricinus, Lyme hastalığı gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir türdür. Bu kene, insanlara ısırdığında bakterileri kan yoluyla bulaştırabilir. Lyme hastalığı, tedavi edilmediği takdirde sinir sistemi ve eklemler üzerinde kalıcı hasarlara yol açabilir. Bu nedenle, Ixodes ricinus türü, en tehlikeli kene çeşitleri arasında yer alır.
Rhipicephalus sanguineus, evcil hayvanlar üzerinde sıkça görülen bir kene türüdür. Bu tür, köpeklerden insanlara geçiş yaparak ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Özellikle bakımsız bölgelerde hızla çoğalabilir ve iç mekânlara yayılabilir. Dermacentor reticulatus ise tarım alanlarında ve nemli bölgelerde sık görülür. Bu türler, hem hayvanlarda hem de insanlarda enfeksiyon riski oluşturur. Bu nedenle taşıdığı hastalıklar göz önünde bulundurularak bazı kene çeşitleri, halk sağlığı açısından daha yüksek tehdit olarak değerlendirilir.
Kene ısırığı sonrası ortaya çıkabilecek semptomları tanımak ve gerekli sağlık önlemlerini zamanında almak, olası komplikasyonların önüne geçilmesini sağlar. Özellikle tehlikeli türlerin bulunduğu bölgelerde yaşayan bireylerin bilinçli hareket etmesi gerekir. Kene çeşitleri hakkında doğru bilgiye sahip olmak, korunma stratejilerinin temelini oluşturur. Bu yüzden hem bireysel hem de kurumsal düzeyde bilgilendirme çalışmaları önem taşır.
Zehirli Kene Ne Renk Olur?
Zehirli veya hastalık taşıyan kene çeşitleri, çoğunlukla koyu kahverengi, siyah veya griye yakın tonlarda olabilir. Özellikle Hyalomma türü keneler, büyük yapıları ve koyu renkli gövdeleriyle dikkat çeker. Ancak renk tek başına bir kenenin zehirli ya da tehlikeli olduğunu kanıtlamaz. Kene çeşitlerini ve taşıdığı riskleri sadece dış görünüşe bakarak anlamak mümkün değildir.
Bazı tehlikeli kene çeşitleri, ilk bakışta sıradan veya zararsız görünebilir. Bu nedenle doğada ya da hayvan üzerinde görülen herhangi bir kene, risk potansiyeli taşıyor kabul edilmelidir. Rengine ya da büyüklüğüne bakmadan tüm kenelere karşı aynı özeni göstermek gerekir.
Zehirli Kene Kaç Bacaklıdır?
Tüm kene çeşitleri, zehirli ya da zararsız fark etmeksizin 8 bacaklıdır. Bu özellik, onların örümceğimsiler sınıfına ait olduklarını gösterir. Bacak sayısı, kenenin tehlikeli olup olmadığını belirlemede bir kriter değildir. Ancak bu anatomik yapı, hareket kabiliyetlerini ve konakçılara tutunma yeteneklerini artırır.
Bazı kişiler kenenin bacak sayısına göre tehlikesini değerlendirmek isteyebilir; ancak bu yanlış bir yaklaşımdır. Kene türü ne olursa olsun, temas durumunda dikkatli olunmalı ve profesyonel yardım alınmalıdır. Kene çeşitleri arasında en zararsız görünenlerin bile hastalık taşıyabileceği unutulmamalıdır.
Kene Isırığı ve Zehirlenme Belirtileri Nelerdir?
Kene ısırığı, genellikle belirti vermeden gerçekleşir. Ancak, bazı durumlarda kene ısırığı sonrası çeşitli belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtiler arasında, ısırık bölgesinde kızarıklık, şişlik ve kaşıntı yer alır. Ayrıca, bazı kişilerde ateş, baş ağrısı ve yorgunluk gibi genel belirtiler de görülebilir. Kene ısırığı sonrası bu tür belirtiler, kene tarafından taşınan hastalıklara işaret edebilir. Ayrıca, bazı kişilerde ateş, baş ağrısı, halsizlik, kas ağrısı ve iştahsızlık gibi genel enfeksiyon belirtileri de oluşabilir. Bu semptomlar genellikle kene tarafından taşınan hastalıkların vücutta yayılmaya başladığını gösterir. Özellikle riskli kene çeşitleri tarafından ısırılan kişilerde belirtiler daha hızlı ve şiddetli seyredebilir.
Özellikle Lyme hastalığı gibi ciddi sağlık sorunları, kene ısırığı sonrası ortaya çıkabilir. Bu hastalığın belirtileri arasında, boğa gözü görünümünde döküntü, eklem ve kas ağrıları, yorgunluk ve nörolojik komplikasyonlar bulunur. Bu belirtiler genellikle kene ısırığından sonraki 3 ila 30 gün içinde gelişebilir. Her kene ısırığı hastalık taşımaz, ancak belirti takibi çok önemlidir. Farklı kene çeşitleri, farklı hastalıkları taşıyabileceği için belirtilerin ciddiyet düzeyi de değişebilir.
Kene ısırığı sonrası, vücudun verdiği tepkileri dikkatle izlemek ve tıbbi yardım almak, olası komplikasyonların önüne geçmek için gereklidir. Herhangi bir belirti fark edildiğinde zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Bu tür durumlarda bilinçli hareket etmek, kene çeşitleri kaynaklı sağlık sorunlarının erken teşhisinde hayati rol oynar.
Kene Isırık İzi Nasıl Olur?
Kene ısırık izi, genellikle küçük ve kırmızımsı bir leke olarak başlar. Isırılan bölgede merkezde hafif çöküklük ya da siyah nokta şeklinde kenenin tutunduğu yer belirgin olabilir. Eğer kene çıkarılmışsa bu iz kısa sürede kabuklanabilir veya hafif bir şişlik oluşturabilir. Her ne kadar belirgin olmasa da bazı durumlarda iz kaşıntılı ve hassas bir hal alabilir.
Lyme hastalığı taşıyan kene çeşitleri tarafından ısırılmış kişilerde ise, “boğa gözü” şeklinde halka halka genişleyen kırmızı bir döküntü gelişebilir. Bu iz, Lyme hastalığının erken belirtisi olup, ihmal edildiğinde ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu nedenle, kene ısırık izlerinin şekli ve gelişimi dikkatle takip edilmelidir. Her ısırık izi benzer olmayabilir, çünkü farklı kene çeşitleri, vücutta farklı tepkimelere yol açabilir.
Kene İnsanlara Nasıl Bulaşır?
Kene, insanlara genellikle doğrudan ısırma yoluyla bulaşır. Kene, sıcak ve nemli ortamlarda, çalılıklarda ve ormanlık alanlarda yaşamaktadır. Bu alanlarda dolaşan insanlar, kene tarafından ısırılma riski taşır. Kene, otların üzerinde veya ağaçların alt kısımlarında bekleyerek, geçiş yapan hayvanları veya insanları hedef alır.
Kene ısırığı, genellikle belirti vermeden gerçekleşir. Ancak, bazı durumlarda kene ısırığı sonrası çeşitli belirtiler ortaya çıkabilir. Bu belirtiler arasında, ısırık bölgesinde kızarıklık, şişlik ve kaşıntı yer alır. Ayrıca, bazı kişilerde ateş, baş ağrısı ve yorgunluk gibi genel belirtiler de görülebilir. Kene ısırığı sonrası bu tür belirtiler, kene tarafından taşınan hastalıklara işaret edebilir.
Kene, insanlara bulaşma riskini azaltmak için, doğada dolaşırken dikkatli olunmalıdır. Uzun pantolon giymek, açık renkli giysiler tercih etmek ve vücut kontrolü yapmak, kene ısırığı riskini azaltabilir. Kene çeşitleri ve bulaşma yolları hakkında bilgi sahibi olmak, bu parazitlerden korunmak için atılacak ilk adımdır.
Kene Kıyafette Yaşar Mı?
Evet, kene kıyafet üzerinde belirli bir süre canlı kalabilir. Özellikle pamuklu veya tüylü kumaşlarda daha uzun süre tutunabilirler. Ancak, kıyafet üzerinde yaşamaya devam edemezler; beslenmek için mutlaka bir konakçıya ihtiyaç duyarlar. Dolayısıyla kıyafette tutunan bir kene, vücuda geçiş yapacak uygun bir alan bulana kadar bekleyebilir. Bu da kıyafet kontrolünün önemini artırır.
Bazı kene çeşitleri, özellikle yapı itibariyle daha hareketli olanlar, kıyafet üzerinden cilde ulaşmak için yaka, kol ağzı ya da paça gibi açıklıklardan içeri girebilir. Bu yüzden doğa gezileri sonrasında kıyafetlerin çıkarılarak kontrol edilmesi, hatta yüksek ısıda yıkanması önerilir. Bu basit önlem, potansiyel kene teması riskini önemli ölçüde azaltır.
Kene Isırdıktan Sonra Ne Yapılmalı?
Kene ısırdıktan sonra, ilk yapılması gereken şey, kenenin hemen çıkarılmasıdır. Kene, ciltte uzun süre kaldığında, taşıdığı hastalıkları bulaştırma riski artar. Kene çıkarılırken, dikkatli olunmalı ve kenenin tüm parçalarının ciltte kalmadığından emin olunmalıdır. Kene çıkarma işlemi, mümkünse bir sağlık profesyoneli tarafından yapılmalıdır.
Kene çıkarıldıktan sonra, ısırık bölgesi dikkatlice temizlenmeli ve antiseptik bir solüsyon ile dezenfekte edilmelidir. Ayrıca, kene ısırığı sonrası belirtilerin izlenmesi önemlidir. Eğer ısırık bölgesinde kızarıklık, şişlik veya ateş gibi belirtiler ortaya çıkarsa, bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Kene ısırığı sonrası belirtilerin izlenmesi, sağlık sorunlarının önüne geçmek için gereklidir.
Kene ısırdıktan sonra, belirtilerin farkında olmak ve tıbbi yardım almak, sağlık sorunlarının önüne geçmek için gereklidir. Kene ısırığı ve taşıdığı tehlikeler hakkında bilgi sahibi olmak, insan sağlığı açısından büyük önem taşır.
Zehirsiz Kene Var Mı?
Evet, zehirsiz yani hastalık taşımayan kene çeşitleri vardır. Bu türler genellikle doğada veya evcil hayvanların üzerinde rastlanan, ancak enfeksiyon riski taşımayan kenelerdir. Her ne kadar zararsız olsalar da, ciltte tahrişe veya alerjik reaksiyonlara neden olabilirler. Özellikle hassas bünyeye sahip bireylerde kaşıntı, kızarıklık ve lokal şişlik gibi yan etkiler gelişebilir.
Ancak unutulmamalıdır ki, bir kenenin zehirsiz olup olmadığını yalnızca laboratuvar incelemeleri belirleyebilir. Bu yüzden doğrudan temas sonrası mutlaka gözlem yapılmalı ve tıbbi destek alınmalıdır. Zararsız da olsa, doğada bulunan tüm kene çeşitleri dikkatle ele alınmalı ve hijyen kurallarına uyulmalıdır.
Zehirsiz Kene Nasıl Anlaşılır?
Zehirsiz bir kene çeşitlerini gözle ayırt etmek oldukça zordur. Görünüm açısından zararsız kene çeşitleri, genellikle daha küçük yapılı ve açık renklidir. Ancak bu ölçütler, kesin sonuç vermez. Çünkü bazı tehlikeli türler de gelişim evrelerinde benzer şekilde küçük ve açık renkte olabilir. Bu nedenle yalnızca görünüşe bakılarak değerlendirme yapmak yanıltıcıdır.
Zehirsiz kene çeşitleri genellikle ısırdıkları bölgede ciddi bir belirti oluşturmazlar. Enfeksiyon, ateş, halsizlik gibi sistemik bulgular gelişmediyse ve kene kısa sürede çıkarıldıysa, türün zararsız olma ihtimali yüksektir. Ancak bu, tıbbi görüş alınmasını gereksiz kılmaz. Bilinçli hareket etmek, her tür kene çeşitleri ile temas sonrası sağlık sorunlarının önüne geçilmesini sağlar.
Keneden Korunma ve Önlemler
Kene ısırıklarından korunmak için, doğada dolaşırken dikkatli olunmalıdır. Bu nedenle, kene ısırıklarından korunmak için bazı önlemler almak gereklidir. Uzun pantolon giymek, açık renkli giysiler tercih etmek ve vücut kontrolü yapmak, kene ısırığı riskini azaltabilir. Ayrıca, kene ısırıklarından korunmak için, kene repellent (kovucu) ürünler kullanmak da etkili bir yöntemdir. Bu ürünler, kene tarafından ısırılma riskini azaltır. Doğada dolaşırken, sık sık vücut kontrolü yapmak ve kene varlığını kontrol etmek, kene ısırıklarından korunmak için önemlidir. Kene çeşitleri ve korunma yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak, bu parazitlerden korunmak için atılacak ilk adımdır.
Kene çeşitleri ve bulaşma yolları hakkında bilgi sahibi olmak, bu parazitlerden korunmak için atılacak ilk adımdır. Keneden korunma yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak, insan sağlığı açısından büyük önem taşır. Türkiye’de yaygın olarak görülen kene türlerinin davranışlarını, taşıdıkları hastalıkları ve hangi dönemlerde risk oluşturduklarını bilmek, hem bireysel hem de toplumsal sağlık açısından hayati bir öneme sahiptir. Erken önlem almak, belirtileri tanımak ve gerektiğinde profesyonel destek almak, bu zararlı parazitlere karşı etkili korunmanın temelini oluşturur.
Eğer siz de yaşam alanlarınızda kene tehlikesine karşı profesyonel bir koruma arıyorsanız, kene ilaçlama hizmetimiz ile sağlığınızı güvence altına alabilirsiniz. Kene sorunuyla karşı karşıyaysanız, vakit kaybetmeden +90 530 887 3402 numaralı telefondan bize ulaşın.
Kene Çeşitleri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Zehirli kene ısırığı sonrası yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, halsizlik, mide bulantısı ve döküntü gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu semptomlar genellikle kene kaynaklı hastalıkların bulaştığını gösterir. Özellikle KKKA ve Lyme gibi hastalıklar bu belirtilerle kendini gösterebilir.
Kene fark edilmeden uzun süre ciltte kalırsa, hastalık bulaştırma riski ciddi oranda artar. Kan yoluyla vücuda giren patojenler zamanla yayılır ve sistemik enfeksiyonlara yol açabilir. Bu durum geç kalınan vakalarda ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Bir kenenin bulaşıcı hastalığı aktarması genellikle 6–12 saat aralığında başlar. Ancak bazı türler daha kısa sürede bile enfeksiyonu bulaştırabilir. Bu nedenle, kene ne kadar erken fark edilip çıkarılırsa, hastalık riski o kadar azalır. Kene çıkarma işlemi mutlaka bir sağlık kuruluşunda, uzmanlar tarafından yapılmalıdır. Evde yapılan yanlış müdahaleler enfeksiyon riskini artırabilir ve kenenin parçalanmasına neden olabilir. Şüpheli durumlarda en kısa sürede tıbbi yardım alınmalıdır.
Hayır, her kene KKKA virüsü taşımaz. Bu hastalık genellikle Hyalomma türü kene çeşitleri ile bulaşır. Ancak dış görünüşten taşıyıcı olup olmadığı anlaşılamayacağı için her kene ısırığı potansiyel risk olarak değerlendirilmelidir.
Türkiye’de KKKA taşıyan zehirli kene vakaları en sık Tokat, Sivas, Amasya, Çorum, Yozgat, Giresun ve Gümüşhane illerinde görülmektedir. Bu bölgeler, Hyalomma kene çeşitlerinin yaygın olduğu riskli alanlar olarak bilinmektedir.